aRKa SıRaDaKiLeR aNa SaYFaSI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaaRKa SıRaDaKiLeLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Macaristan Devleti

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
CaSH

CaSH


Mesaj Sayısı : 80
Kayıt tarihi : 21/08/08
Yaş : 30

Macaristan Devleti Empty
MesajKonu: Macaristan Devleti   Macaristan Devleti I_icon_minitimeSalı Ocak 13, 2009 5:54 pm

Macaristan Devleti


Eski kaynaklarda Macaristan'dan Panonya diye bahsedilmektedir.
Macaristan'ın bulunduğu Tuna havzası ve Karpatlar bölgesi, coğrafi yer
itibariyle kuzeyden ve doğudan devamlı gelen istilaların, akınların
mecburi geçiş yolu olmuştur. M.Ö. üçüncü asırda Keltler'in, sonra
Daklar'ın istila ettiği Panonya, M.Ö. 1. asrın sonlarında Romalıların
hakimiyetine girmiş ve bu hakimiyet M.S. 4. asıra kadar sürmüştü.

Panonya 4. asırda Attila idaresindeki Hunların, 6. asırda da Volga
Nehrinin doğusundan Tuna Havzasına kadar gelen Avar Türklerinin
istilasına uğradı ve Avarlar burada kuvvetli bir imparatorluk kurdular.
İki yüz elli yıl Orta Avrupa'ya hakim oldular. Önceleri Şamanistken
giderek Hıristiyanlığı benimsemeye başladılar ve 769'da Charlemagne
tarafından ortadan kaldırılan Avar Türkleri, böylece Hıristiyanların
özellikle Slavların arasında eriyip kayboldular.

1869 yılında Urallar'ın doğu yamaçları ve Orta Volga arasında yerleşmiş
olup, Hazar Türklerinin bir kolu olan Arpatlar batıya göç ederek,
Karpatlar ve Tuna havzasını işgal ettiler. Macarlar'ın asli unsurunu
meydana getiren Arpatların güneye ve batıya yaptıkları akınlar, Germen
İmparatoru Birinci Otto tarafından önlenince göçebelikten yerleşik
hayata geçtiler.

Moğol istilasına kadar Macaristan'da istikrarlı bir devre başlamış
oldu. Orta Asya gelenek ve yaşayış tarzlarını bir süre devam ettiren
Arpatlar, Prens Geza zamanında Hunlar ve Avarlar gibi Hıristiyanlığı
kabul ettiler. Türklüklerini tedricen kaybedip Hıristiyanlaşmalarına
rağmen, Macaristan'da bugün bile birçok Türkçe kelime ve yer adları
kullanılmaktadır. Mesela, tyuk, (tavuk), birska (bıçak), szakall
(sakal), tengez (deniz), sarga (sarı) teknö (tekne), borju (buzağı),
sator (çadır) gibi daha pek çok kelime, Macarların Türk asıllı
olduklarını bariz bir şekilde göstermektedir.

Moğol istilasından sonra Arpat Hanedanının yerine, yabancı soydan gelen
Anju Hanedanı geçti. 1787'den itibaren Macaristan'da idareyi ele alan
Sigismund ile beraber bazı fasılalar olmasına rağmen Macar Halkı, Alman
asıllı krallarca idare edildi. Macarlar, Osmanlıların Balkanlardaki
ilerleyişini durdurmak için 1396'da 130.000 kişilik bir orduyla
harekete geçtiler.

Niğbolu önlerinde Yıldırım Bayezid Han (1389-1402) karşısında ağır bir
yenilgiye uğradılar. Ancak bundan sonra, devamlı surette, bizzat veya
yardımcı olarak Osmanlı fütuhatını engellemeye çalıştılar. 1526'da
Mohaç'ta tekrar Macar ordusu Osmanlılara yenildi ve Orta Macaristan
fethedildi. Macaristan Osmanlı hakimiyeti altına girmişse de bu
hakimiyet tam olarak kurulmayıp, Transilvanya ve Karpatlar bölgesi
Osmanlı tabiiyetinde kalmak üzere Prens Zapolya'ya verildi. Kuzey ve
kuzeybatı Macaristan Avusturya'da kaldı. Zapolya'nın ölümüyle halefi ve
varisi Janos isimli bir çocuğa taç giydirilince, Osmanlılar
Avusturya'ya fırsat vermeden buraya yerleşmek için, Macaristan'ın
tamamı Osmanlı eyaleti haline getirildi ve Budin Beylerbeyliğine
bağlandı.

Macaristan 1699'daki Karlofça Antlaşmasına kadar yüz altmış beş sene
Osmanlı hakimiyetinde kaldı. Osmanlıların Macaristan'daki hakimiyet
devirleri, bugün bile hasreti çekilip çeşitli vesileler ile bunun ifade
edildiği tam bir huzur, sükun, adalet ve imar devri oldu. Burada görev
yapan Osmanlı paşa ve devlet adamlarının da yaptırdıkları başta
hamamlar olmak üzere pek çok eserler büyük bir yekun teşkil etmekte
olup, Macaristan'ın Avusturya idaresine düştüğü zaman yapılan tahribata
rağmen bazıları günümüze kadar gelebilmiştir.

O devirlerde mezhep savaşları ile çalkalanan Avrupa'da, Macaristan
başta olmak üzere, Osmanlı toprakları Protestanların sığınak yeri oldu.
Osmanlı-Macar münasebetleri sosyal ve iktisadi, her alanda gelişti ve
Macaristan'da Osmanlı kıyafetleri giymek moda oldu. 1604'teki
Osmanlı-Avusturya savaşında Macarlar Osmanlıların yanında yer aldılar
ve kurulan Erdel Beyliği içişlerinde bağımsız ancak, Osmanlı Devletine
tabi olmak üzereMacarlara verildi.

Macaristan 1689'da Avusturya'nın eline geçtikten sonra da bağımsızlık
hareketleriOsmanlılarca desteklendi. 1682-1684'te İmre Thököly'nin,
1703-1711'de Ferenc Rakoczi'nin bağımsızlık hareketleri başarısızlıkla
sonuçlanınca diğer isyancılar ile beraber Osmanlı Devletine sığındılar.
Thököly İzmit'te, Rakoczi Tekirdağ'da ölene kadar misafir muamelesi
gördüler.

150 yıl sonra Osmanlı Devletine gelen Macar heyeti, Tekirdağ'a
yerleştirilen mültecilere verilen araziyi satın almak için kendilerine
müracaat eden Türk köylülerine hayran kaldılar. Rakoczi'nin arkadaşı
Kelemen Mikos'un yazdığı ve mültecilerin hayatını anlatan Türkiye
Mektupları isimli eseri bugün Macar tarihi ve edebiyatının kaynak
kitapları arasında sayılmaktadır.

Ferenc Rakoczi'nin başarısız teşebbüsünden sonra Macaristan
Avusturya'nın yarı kolonisi haline geldi ve bugüne kadar, Osmanlı
hakimiyetindeki hürriyetini, iki dünya savaşı arasındaki devir hariç
bir daha göremedi. 1785'te Almanca resmi dil olarak kabul edilip,
Avusturya ile Macaristan arasında gümrük birliği ilan edildi.

1848'de Lajos Kossuth'un bağımsızlık hareketi Rusya'nın yardımıyla
bastırıldıktan sonra büyük bir baskı rejimi başladı, ancak 1876'da
Macaristan,Avusturya sınırları içinde federatif bir devlet haline
gelebildi. Böylece Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ismiyle ikili bir
monarşi kuruldu.

Avusturya, 1914'te Birinci Dünya Savaşına girince Macaristan da
katılmak mecburiyetinde kaldı. Ancak Avusturya'nın teslim olması
üzerine Macaristan ayrılarak cumhuriyet ilan olundu. 1919'da bastırılan
Bela-Kun idaresindeki komünist ayaklanmasından sonra Amiral Horty 1
Mart 1920'de kral naipliğine getirildi. Macaristan, 1920'de yapılan
Trianon Antlaşması ile topraklarının üçte ikisini, nüfusunun beşte
birini kaybetti.

İki dünya savaşı arasında Macaristan ideolojik ve ekonomik yönden
Hitler Almanyası'na yaklaştı ve Antikomintem pakta katıldı. 1941'de
Almanya ile beraber Rusya'ya karşı İkinci Dünya Savaşına girdi. Ancak
1944'te Almanya ile arası açılınca Hitler Macaristan'ı işgal ettirdi.
Amiral Horty'nin Macaristan'da yirmi dört yıllık idaresi sona erip,
yerine Szalas getirildi.

Szalas'ın kurduğu terör rejimine karşı başlayan muhalefet,
komünistlerin güçlenmesine ve Rusların Macaristan'ı işgaline yol açtı.
4 Şubat'ta cumhuriyet ilan edildi ve aynı sene madenler, ağır sanayi
tesisleri, bankalar devletleştirildi. Üç milyon hektar arazi,
sahiplerinden zorla alındı. Macaristan İşçi Partisi öncülüğünde
kilisenin mallarına el konuldu ve kilise aleyhtarlığı kampanyası
başlatıldı.

Ancak başgösteren tepkiler sonucu 1953'te ülkede mevcut bulunan Sovyet
askerleri İmre Nagy'ı başa getirerek yumuşama politikası takip etmeye
başladılar. İmre Nagy'ın reformlarına tahammül edemeyip, 1955'te
görevden alınınca Macaristan'da muhalefet çok büyük oldu. 1956'da
tekrar hükumetin başına getirilen İmre Nagy, Macarların Sovyet işgal
güçleri aleyhine "artık yoldaş değiliz" diye başlattıkları ihtilal
hareketi sırasında Macaristan'ın Varşova Paktından çekilip, tarafsız
kaldığını, 2 Kasım 1956'da Birleşmiş Milletlere, 3 Kasımda da Sovyet
Büyükelçisi Yuri Andropov'a bildirdi.

"Eskunzuk, eskunzuk hogy tovabb nem leszunk!" (Yemin ediyoruz, artık
köle olmayacağız!) diyen Macar halkının hürriyet mücadelesi, 4 Kasım'da
Budapeşte'ye giren yüzlerce Sovyet tankı tarafından kanla bastırıldı.
Binlerce Macar, komünizmden kurtulmak için seyirci durumda kalan
Batı'ya iltica ettiler. İmre Nagy de yakalanarak 1958'de idam edildi.
1989'da komünist parti feshedildi. 1990 seçimleri çok partili oldu ve
merkez sağ partiler iktidara geçtiler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Macaristan Devleti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
aRKa SıRaDaKiLeR aNa SaYFaSI :: Turizm-
Buraya geçin: